Risk Analizi
Çalışma hayatında en büyük öncelik, çalışanların sağlığını ve güvenliğini korumaktır. Sanayi, inşaat, üretim, hizmet veya ofis ortamı fark etmeksizin her işyerinde çalışanların karşılaşabileceği potansiyel tehlikeler ve riskler vardır. Bu riskler kontrol altına alınmadığında, iş kazaları ve meslek hastalıkları kaçınılmaz hale gelir.
Tam da bu noktada, risk analizi devreye girer. Risk analizi, iş sağlığı ve güvenliği yönetiminin temel taşlarından biri olup, tehlikelerin önceden belirlenmesi, olası zararların değerlendirilmesi ve gerekli tedbirlerin planlanması sürecidir.
Türkiye’de risk analizi, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile birlikte yasal bir zorunluluk haline gelmiştir. Özellikle 29.12.2012 tarihli Resmi Gazete (Sayı: 28512) ile yayımlanan yönetmelik sayesinde, her işletmenin faaliyet alanına uygun şekilde risk analizi yapması kanuni çerçeveye kavuşmuştur.
Risk analizi sayesinde;
Çalışanlar iş kazalarına karşı korunur,
Meslek hastalıkları riski en aza indirilir,
İşletme hem yasal uyum sağlar hem de verimliliğini artırır.
Kısacası, risk analizi yalnızca yasal bir yükümlülük değil, aynı zamanda işletmeler için stratejik bir güvenlik yatırımıdır.
Risk Analizi Hizmeti Almak İçin Tıklayın
Risk analizi, iş sağlığı ve güvenliği alanında, işyerinde var olan veya dışarıdan gelebilecek tehlikelerin sistematik olarak belirlenmesi, bu tehlikelerin çalışanlara, işyerine ve çevreye verebileceği zararların değerlendirilmesi ve gerekli önlemlerin planlanması sürecidir.
Başka bir ifadeyle risk analizi, iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenmesi için atılması gereken ilk adımdır. Çalışma ortamında görünen ya da görünmeyen tüm tehlikeler bu analiz sayesinde ortaya çıkarılır, olasılıkları hesaplanır ve alınacak tedbirler netleştirilir.
Risk analizi kavramı, 29 Aralık 2012 tarihli ve 28512 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği ile resmiyet kazanmıştır. Bu yönetmelik, işverenlerin yapması gereken risk değerlendirmelerinin usul ve esaslarını ayrıntılı şekilde tanımlamaktadır.
Risk analizi;
İş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve işverenin ortak çalışmasıyla yürütülür,
İş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemlerinin temelini oluşturur,
Sürdürülebilir güvenlik kültürünün gelişmesine katkı sağlar.
Özetle, risk analizi önleyici iş güvenliği yaklaşımının merkezinde yer alır. Sorunlar yaşandıktan sonra çözüm aramak yerine, önceden riskleri belirleyip önlem almak en doğru yöntemdir.
Risk analizi, yalnızca yasal bir yükümlülük değil, aynı zamanda işletmelerin sürdürülebilirliği ve çalışan güvenliği açısından stratejik bir süreçtir. Temel amacı, çalışanları, iş ortamından ve yapılan işten kaynaklanabilecek her türlü tehlikeden korumak ve olası riskleri önceden tespit ederek gerekli tedbirleri almaktır.
Çalışan Sağlığını Koruma: İş ortamındaki fiziksel, kimyasal, biyolojik ve ergonomik tehlikelerden kaynaklanabilecek sağlık sorunlarını önlemek.
İş Kazalarının Önlenmesi: Potansiyel tehlikeleri öngörerek kazaların yaşanmadan engellenmesini sağlamak.
Meslek Hastalıklarını Azaltma: Uzun vadeli maruziyetlerden doğabilecek sağlık problemlerini minimuma indirmek.
Yasal Uyum: İşverenin 6331 sayılı kanun ve ilgili yönetmeliklere uygun hareket etmesini sağlamak.
Kurumsal Verimliliği Artırma: Güvenli bir ortamda çalışan personelin motivasyonu ve üretkenliği artar.
Risk analizi, yalnızca üretim tesisleri ya da tehlikeli iş kolları için değil, tüm sektörlerde ve tüm işyerlerinde uygulanır.
Çalışma ortamı: Fiziksel koşullar, makineler, ekipmanlar.
İş süreçleri: Kullanılan yöntemler, kimyasal maddeler, iş akışları.
Çalışan faktörleri: Görev tanımları, eğitim düzeyleri, kişisel koruyucu donanım kullanımı.
Çevresel etkiler: Yangın, patlama, doğal afet gibi olağanüstü durumlar.
Kısacası risk analizi, çalışanların sağlığını korumakla kalmaz; aynı zamanda işyerinin sürekliliğini, verimliliğini ve güvenliğini garanti altına alır.
Risk analizi sürecinin önemi hakkında daha fazla bilgi için İş Yerlerinde Risk Analizi Yapılmamasının 5 Büyük Sonucu başlıklı blog yazımızı inceleyebilirsiniz.
Risk analizi, belirli bir sistematik içerisinde yürütülmesi gereken profesyonel bir süreçtir. Amaç, tehlikeleri yalnızca tespit etmek değil; aynı zamanda bu tehlikelerin doğurabileceği sonuçları değerlendirip önleyici tedbirler geliştirmektir.
İlk adım, işyerinde var olan veya dışarıdan gelebilecek tüm tehlikelerin belirlenmesidir.
Çalışma alanındaki makineler, ekipmanlar ve iş akışı incelenir.
Fiziksel (gürültü, titreşim, radyasyon), kimyasal (gaz, toz, buhar), biyolojik (virüs, bakteri) ve ergonomik riskler belirlenir.
Çalışanların geçmiş iş kazaları, sağlık sorunları ve şikâyetleri dikkate alınır.
Belirlenen tehlikeler tek tek analiz edilir ve risk seviyeleri hesaplanır.
Olasılık: Tehlikenin gerçekleşme ihtimali nedir?
Şiddet: Gerçekleşmesi halinde çalışanlara veya işyerine vereceği zarar ne kadar büyük olur?
Önceliklendirme: En kritik riskler öncelikli olarak ele alınır.
Risklerin etkisini azaltacak veya ortadan kaldıracak tedbirler belirlenir.
Mühendislik kontrolleri (makine koruyucuları, havalandırma sistemleri vb.)
İdari kontroller (çalışma saatlerinin düzenlenmesi, vardiya planlaması)
Kişisel koruyucu donanımların kullanımı (baret, gözlük, maske, eldiven vb.)
Çalışanlara düzenli eğitim verilmesi.
Risk analizi sonuçları yazılı rapor haline getirilir ve işverenin onayına sunulur.
Risk değerlendirme raporu, mevzuata uygun şekilde dosyalanır.
Çalışanların bilgilendirilmesi sağlanır.
Alınan önlemlerin uygulanıp uygulanmadığı periyodik olarak takip edilir.
Unutulmamalıdır ki risk analizi, sürekli güncellenmesi gereken dinamik bir süreçtir. İşyerinde yeni bir makine alındığında, yeni bir üretim yöntemi uygulandığında veya yeni bir çalışan göreve başladığında risk analizi de yenilenmelidir.
Risk analizi, işyerinin faaliyet alanına, tehlike sınıfına ve yapılan işe bağlı olarak farklı türlerde uygulanabilir. Her işletmenin ihtiyaçları farklı olduğu için, doğru risk analizi türünü seçmek iş güvenliği yönetiminin başarısı açısından kritik öneme sahiptir.
Yeni bir çalışanın işe başlamasıyla birlikte, işyerindeki potansiyel tehlikeler ve riskler yeniden gözden geçirilir.
Çalışanın görevine uygun riskler belirlenir.
Kişisel koruyucu donanım kullanımı ve eğitimi sağlanır.
Çalışan, iş güvenliği kültürüne adaptasyonu için bilgilendirilir.
Bu analiz, özellikle üretim, inşaat ve sağlık gibi yüksek riskli sektörlerde büyük önem taşır.
Riskler zaman içinde değişebileceği için, işyerinde düzenli aralıklarla risk analizinin tekrarlanması gerekir.
Mevcut riskler güncellenir.
Yeni makineler, kimyasallar veya süreçler değerlendirmeye dahil edilir.
Önleyici tedbirlerin etkinliği gözden geçirilir.
Kanunen işyerlerinin tehlike sınıfına göre belirlenen sürelerde risk analizini güncellemesi zorunludur.
Her sektörün kendine özgü tehlikeleri vardır. Bu nedenle risk analizleri sektör bazında özelleştirilmelidir:
İnşaat Sektörü: Yüksekte çalışma, elektrik, vinç ve ağır ekipman riskleri.
Üretim ve Sanayi: Makine kullanımı, kimyasal maddeler, gürültü, ergonomi riskleri.
Sağlık Sektörü: Biyolojik etkenler, bulaşıcı hastalıklar, radyasyon riski.
Ofis Ortamı: Ergonomi, ekran başında uzun süre çalışma, yangın ve elektrik riskleri.
Bu tür analizler, işletmenin faaliyet alanına özel koruyucu tedbirler geliştirilmesini sağlar.
Özetle, risk analizi tek tip bir uygulama değildir. İşe girişte, düzenli aralıklarla ve sektör bazında farklı türlerde yapılması gerekir.
Risk analizi yalnızca iş sağlığı ve güvenliği kültürünün bir parçası değil, aynı zamanda yasal bir zorunluluktur. Türkiye’de işverenlerin bu konuda uyması gereken kurallar açıkça belirlenmiştir.
2012 yılında yürürlüğe giren 6331 sayılı Kanun, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini her işveren için zorunlu hale getirmiştir.
Kanuna göre işveren, işyerinde karşılaşılabilecek riskleri önceden belirlemek ve gerekli önlemleri almakla yükümlüdür.
Risk analizi yapılmayan işyerleri, hem iş kazası riskine hem de idari para cezalarına maruz kalır.
Bu yönetmelik, risk analizi sürecinin nasıl yapılacağını ayrıntılı olarak tanımlar.
İşverenin, risk değerlendirmesi için yetkin kişiler görevlendirmesi gerektiği belirtilir.
Yönetmelikte, risk analizi raporunun düzenli aralıklarla yenilenmesi zorunluluğu açıkça vurgulanmıştır.
Kanun ve yönetmelik kapsamında işverenin başlıca yükümlülükleri şunlardır:
İşyerinde risk analizi yapmak veya yaptırmak,
Tehlikeleri önlemek için gerekli tedbirleri almak,
Risk değerlendirme raporlarını saklamak ve gerektiğinde denetime sunmak,
Çalışanları riskler hakkında bilgilendirmek ve gerekli eğitimleri sağlamak.
Risk analizi yaptırmayan işverenler;
İdari para cezaları,
İş kazaları sonrasında hukuki ve cezai sorumluluk,
Sigorta ve tazminat yükümlülükleri ile karşı karşıya kalabilir.
Bu nedenle risk analizi, yalnızca çalışan sağlığı için değil, işletmenin yasal güvenliği için de vazgeçilmezdir.
Risk analizi, yalnızca işverenin yasal yükümlülüklerini yerine getirmesi için değil; aynı zamanda işletmenin verimliliğini, sürdürülebilirliğini ve kurumsal itibarını artırması için de kritik öneme sahiptir. İşte risk analizinin işletmelere sağladığı başlıca avantajlar:
Tehlikeler önceden belirlenip kontrol altına alındığında iş kazalarının yaşanma olasılığı büyük ölçüde azalır. Bu sayede hem çalışan sağlığı korunur hem de üretim süreçlerinde kesinti yaşanmaz.
Toz, gürültü, kimyasal maddeler veya ergonomik faktörlerden kaynaklanan meslek hastalıkları, düzenli risk analizleri ile erken dönemde tespit edilebilir. Bu da çalışanların uzun vadeli sağlık sorunlarını önler.
6331 sayılı Kanun ve Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği gereği risk analizi yapmak zorunludur. Bu süreci doğru yöneten işletmeler, idari para cezaları ve hukuki sorumluluklardan korunur.
Güvenli bir iş ortamında çalışan personel kendini daha rahat ve güvende hisseder. Bu durum doğrudan iş motivasyonuna ve üretkenliğe yansır. Risk analizi, iş süreçlerinde süreklilik ve verimlilik sağlar.
İş kazaları veya meslek hastalıkları nedeniyle oluşabilecek tazminat, sigorta ve iş gücü kaybı maliyetleri önlenir. Önleyici tedbirler, uzun vadede işletmeye ciddi ekonomik kazanç sağlar.
İş sağlığı ve güvenliğine önem veren işletmeler, hem çalışanları hem de iş ortakları tarafından güvenilir bulunur. Bu da markanın sektördeki konumunu güçlendirir ve kurumsal itibarını artırır.
Özetle; risk analizi, işletmelere yasal güvence, mali avantaj, operasyonel süreklilik ve güçlü bir kurumsal imaj sağlar.
İş sağlığı ve güvenliği alanında risk analizi, yalnızca bir yasal zorunluluk değil; aynı zamanda profesyonel yaklaşım gerektiren kritik bir süreçtir. Yanlış veya eksik yapılacak bir analiz, hem çalışanların sağlığını riske atar hem de işvereni yasal yaptırımlarla karşı karşıya bırakır. Bu nedenle işletmeler için güvenilir bir çözüm ortağı seçmek büyük önem taşır. İşte tam da bu noktada Yöntem Akademi devreye girer.
İş sağlığı ve güvenliği sektöründeki uzun yıllara dayanan deneyimimizle farklı sektörlerden yüzlerce işletmeye risk analizi hizmeti sunduk. Edindiğimiz bilgi birikimi sayesinde her işletmeye özel çözümler geliştiriyoruz.
Kadromuzda;
Bakanlık onaylı iş güvenliği uzmanları,
Deneyimli işyeri hekimleri,
Alanında uzman diğer sağlık personelleri bulunmaktadır.
Bu ekip, risk analizi sürecini bilimsel yöntemlerle ve mevzuata %100 uygun şekilde yürütür.
Tüm risk analizleri, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği çerçevesinde yapılır. Böylece işletmenizin yasal yükümlülükleri eksiksiz yerine getirilir.
Her işletmenin faaliyet alanı, risk faktörleri ve ihtiyaçları farklıdır. Biz standart raporlar yerine, işletmenizin özel durumunu dikkate alarak risk analizi raporları hazırlıyoruz.
Sadece lokal değil, Türkiye’nin farklı bölgelerinde hizmet veriyoruz. Bu sayede çok şubeli işletmeler için tek elden çözüm ortağı oluyoruz.
Kısacası; Yöntem Akademi ile risk analizi yaptırmak, hem çalışan güvenliğini hem de işletmenizin yasal ve kurumsal güvenliğini garanti altına alır.
Risk analizi kimler tarafından yapılır?
Risk analizi, iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve gerekirse diğer sağlık personeli ile birlikte oluşturulan bir ekip tarafından yapılır. İşveren de bu sürece dahil edilerek analiz sonuçlarının uygulanması sağlanır.
Risk analizi hangi sıklıkla yenilenmelidir?
Risk analizi;
Çok tehlikeli işyerlerinde en az yılda bir,
Tehlikeli işyerlerinde iki yılda bir,
Az tehlikeli işyerlerinde beş yılda bir yenilenmelidir.
Ayrıca işyerinde yeni bir makine alınması, üretim yönteminin değişmesi veya iş kazası yaşanması gibi durumlarda da analiz derhal güncellenmelidir.
Risk analizi yaptırmamanın cezası nedir?
Risk analizi yaptırmayan işverenler, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu gereği idari para cezası ile karşılaşır. Ayrıca iş kazası veya meslek hastalığı yaşanması durumunda hukuki ve cezai sorumluluk da işverene aittir.
Risk analizi her sektör için zorunlu mudur?
Evet. Kanun gereği bütün işyerleri (az tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer alsın fark etmez) risk analizi yapmak zorundadır. Sadece analiz sıklığı işyerinin tehlike sınıfına göre değişir.
Risk analizi raporu ne içerir?
Risk analizi raporu;
İşyerindeki mevcut tehlikeler,
Risklerin olasılık ve şiddet dereceleri,
Alınması gereken önleyici tedbirler,
Sorumlu kişiler ve uygulanacak yöntemler gibi detayları içerir.